Sizlere hazırladığımız en seçkin sis ile ilgili sözler ve sis ile ilgili mesajlar sayfamıza hoşgeldiniz. En güzel sis ile ilgili sözleri bulabileceğiniz sayfamızı takip etmeye devam edin.

Biz insanlar ne büyük acılara, ne büyük mutluluklara dayanıyoruz, çünkü bu acılar ve mutluluklar küçük olaylardan oluşmuş büyük bir sis tabakasına bürünerek geliyorlar. Yaşam bu işte, sis! İşte yaşam bir nebülözdür. (Miguel De Unamuno)
Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım; gün kasvet gece kasvet. Bulutlar, sisler içinde bunaldım; gök mavisine hasret. Olmuyor seni düşünmemek. (Cahit Sıtkı Tarancı)
Nedir seni saran bu sis, yok dünyalarda tat. (Behçet Necatigil)
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. (Sabahattin Ali)
Evet, yağmurlar yağmaya ve buzlu sisler çökmeye başladığından beri üşüyorum. Koğuşta kaloriferi hiç yakmıyorlar.( Joanne Greenberg)
Ah! Gittikçe çoğalıyor kafamdaki sis. (Sabahattin Ali)
Ölü değil senin gecen, canlılarla dolu çocuk. Sisli çocuk, puslu çocuk, buğu çocuk. (Hüsrev Hatemi
Sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim. (Ahmet Altan)
Nicedir sisin içinde yürüyorum. Düşüncelerimin bu yola girmiş olması boşuna değil. Sis demek, biliyorum, doruğa yaklaşmakta olmak demek. (Bilge Karasu)
Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilememektir. Sis her şeye harika bir güzellik katar. Ya da insana yolunu şaşırtır. Bütün yolların sonu aynı noktaya çıkar. Hayal kırıklığı. (Oscar Wilde)
Sisler, yeryüzünün soluğudur. (Robinson Jeffers)
Yalnız geldik bu dünyaya yalnız öleceğiz, sisler içinde doğduk sisler içinde kaybolup gideceğiz.
Belki de insanlar sisli bir denizde sürüklenen birer gemiden başka bir şey değiller, ara sıra uzaklarda birbirlerinin ışıklarını görüyorlar ve yan yana geçip giderken kısacık bir süre selamlaşıyorlar. (Theodore Zeldin)
Sis güneş doğunca kaybolur gider de içimde ki dertler ne olacak.
Ruhunu saran sis bir hayli yoğun olduğu zaman, gözlerdeki parıltıyı fark edemezsin.
Bu sis o kadar çok şeyi unutturuyor ki bize. Birbirimizi niye unutturmasın? (Kazuo Ishiguro)
Karanlıktı, derindi içi, öyle bir sis vardı ki, dibine bakınca bir şey seçilmiyordu. (Dante)
Böyle yan yana birlikte oturduğumuzda, birbirimizde eriyoruz tümcelerle. Sisle çevriliyoruz. Hayali bir ülke yaratıyoruz. (Virginia Woolf)
Hava puslu, soğuk. Kırlar koyu kırmızı, saman sarısı, ölü yeşil. Kış gelmek üzere oysa ki gönül kışa girmeye hazır değil. (Nazım Hikmet Ran)
İklimler değişse de, insanlar değişmez. Samimiyetsizlik her daim buz kesmiş sisli yüreklerde, soğuk havalarda.
Yıllar boyu bir puslu zamandan geçtim. Sen nerde isen kırk yıl o yandan geçtim. Can kaldı senin uğruna tek vermediğim. Al sevgili, artık ben o candan geçtim. (Ümit Yaşar Oğuzcan)
Üzüntü güneş doğunca silinir gider. Sis gibidir o. (Ernest Hemingway)
Çünkü en az ölüm kadar korkar insan yaşamaktan. Karıştırır puslu düşü, katı gerçeğe. Düşü biraz gerçek, gerçeği de biraz düş yapar. İnanır bilinmeyene bilinen kadar. (Metin Altıok)
Sisler içinde gittin, ben hala seni bekliyorum aynı yerde sevdiğim.
Sisler içindeydi İstanbul. Sisler içinde deniz. Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet’in minareleriydi görülen, Ayasofya’nın kubbesi, Topkapı Sarayı’nın kuleleri. (Ahmet Ümit)
Sis, yelpaze ile dağıtılmaz. (Japon Atasözü)
Yalnız geldin ve yalnız kaybolacaksın sis içinde. (Halil Cibran)
Sis güzeldir en azından etrafındaki ikiyüzlü insanlardan seni saklar.
İçimde hiç durmadan uzun yolculuk yapma isteği var. Sisli dağlar, uçsuz bucaksız tarlalar, geniş çayırlar arasından şarkılarla geçerek.
Havanın sislisine, insanın sinsisine dikkat et!
İçimi kapladı bir sis bulutu etrafımı göremez oldum, söyle sevdiğim hangi yandasın seni bulamaz oldum.
İçimi kaplayan bu acı dolu sis perdesinin altında kör olmuşken bilinçsizce size itaat etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. (Boris Pasternak)
Her şey bir sis bulutu içinde yitip gidiyordu. Geçmiş silinmekle kalmıyor, silindiği de unutuluyor, sonunda yalan gerçek olup çıkıyordu. (George Orwell)
Düşlerde elle tutulmayanlar arasında sayılır, tıpkı bir sis gibi rüzgar esince her şeyin yok oluşu gibi.
Her şey bir sis bulutu içinde yitip gidiyordu. (George Orwell)
Öyle puslu ki hava; şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor. (Kazım Karabekir)
Çocukluğumdaki o güzel günleri sis bastı artık geri döndüğüm zaman o güzel günleri bulamıyorum sisler içinde kayboluyorum.
Bu şehrin üstünü duman sis almış, dağlar çiçek açmış, usta dert açmış, umudun goncası kan çiçekleri. (Zülfü Livaneli)
Kapkara hayalet gemileri geçerdi geçmişten gelen sessizliğin yarattığı sis içinde, kapkara hayalet gemileri geçerdi gözlerimizin önünde gecenin içinden. (Murathan Mungan)
Geceye emanet ediyorum seni. Ama öyle sisli puslu bir gece değil. Hafif yaz serinliği, ay kocaman ve yıldızlar ışıl ışıl.
Yüreğimin çevresini sis basmıştı, ağır bir sisti. (Susanna Tamaro)
Bir zamanlar çok değer verilen çok şey zamanla sis bulutu gibi dağılıp gider insanın hayatından.
Anılarda bir tipi, umutlarda bir sis, ikisi de bizsiz, ikisi de isimsiz. (Özdemir Asaf)
Ciğerlerimde hava fazlasıyla sisli ve defalarca denedim ama silinmiyor ismin. Kalbim fazlasıyla kırık defalarca denedim ama silinmiyor ismin.
Sis Güneş’e engel olamaz. (Oruç Aruoba)
Hayat bir sis bulutu gibiydi; bazen gözünün önünü göremiyor insan.
Dumanlar vardı, sisli bir hava, uykusuz kalmış kanlı gözler, simsiyah kahve bardakları vardı. Ve sen yoktun.
Sis her şeye harika bir güzellik katar.
Mektuplar biter, yollar uzar, özlemler büyür. Burda duman, orda sis. (Cemal Süreya)